Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Muğla’da Büyükşehir Belediyesi olarak yaptıkları çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Mikrobölgeleme çalışmalarının 2017 yılından bu yana devam ettiğini belirten Gürün, imar izinlerini temelin sağlamlığına göre verdiklerini, kat sınırları ile bunu daha güvenle aldıklarını söyledi.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün beyin sarsıntısı ile ilgili yaptıkları çalışmalar ve önümüzdeki dönemde uygulanacak programlar hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ula kavşağında bulunan Muğla Büyükşehir Belediyesi Afet Uyum Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda Muğla’da depreme karşı alınan önlemler, afet durumunda uygulanacak planlamalar ve afetlere karşı uygulanan yol haritası anlatıldı.
Muğla’da deprem oluşturabilecek faylar, büyüklükleri, yapı stokları, imar durumları ve Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalar basın mensuplarına detaylı bir şekilde anlatıldı. İmar ve Şehircilik Daire Başkanı tarafından yapılan sunumda, imar planlarının bütüncül ele alındığı ve jeolojik etütlerden geçemeyen bölgelere imar izin belgesi verilmediği belirtildi.
Başkan Gürün, “Mikrobölgeleme Çalışmaları, Kat Sınırlamaları ve Zemin Denetimlerine Dayalı İmar Anlayışından Vazgeçmeyeceğiz”
Depremin önlenebilecek bir durum olmadığını ancak hazırlık yaparak can kaybının önüne geçilebileceğinin altını çizen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak depreme hazırlık yaptıklarını söyledi. Gürün, 2017 yılından bu yana Muğla’nın dibini incelediklerini ve Muğla’da Menteşe merkez, Milas Ören, Marmaris ve Seydikemer’deki 4 aktif fay zonunda mikrobölgeleme çalışmalarını tamamladıklarını, Fethiye, Sarıgerme’de planlama yaptıklarını söyledi. ve Gökova Çıtlık bölgeleri. Gürün, “99’dan beri taban sınırlaması uyguluyoruz ve bu anlayıştan vazgeçmeyeceğiz. Biz Muğla Belediyesiyken nüfusumuz 30 bin civarındaydı ama şimdi yeni adıyla Menteşe şimdi 100 bini geçti. Bu nüfus artışına rağmen dikey değil yatay mimariye izin verdik. Biz bu prensibi koyduğumuzda sadece diğer resmi kurumlar bunun üzerine çıktı. Edinilen bilgilere göre Türkiye’nin en düşük katlı iller arasında üçüncü sıradayız. Ağrı ve Ardahan önümüzde. Ancak buradaki turizm ve nüfus oranlarına baktığınızda bizimle karşılaştırmanız pek mümkün değil. Gelecekte bu uygulamanın kesintiye uğrayacağını düşünmüyorum, umarım ülke olarak felaket bize çok şey öğretti. Bunun dışında en değerli çalışmalarımızdan biri de mikrobölgeleme çalışmalarımızdır. 2017 yılında başladığımız ve kaide yapısını tamamen ortaya koyan bu uygulama ile riskli veya dini alanların nerelere inşa edileceği, bu tespitler doğrultusunda kaç katın verileceği, nerelerde yapılmaması gerektiği konusunda tespitler yapıyoruz. yapılaşmaya açılan ve kentsel dönüşümün uygulanacağı yerler. Bu da sarsıntılar şehri olma yolunda attığımız adımlara ışık tutuyor” dedi.
“Deprem İçin Çalıştay Düzenledik”
2020 yılında düzenlenen sallama çalıştayının kendileri için değerli bir adım olduğunun altını çizen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, “Bu çalıştayda çok değerli bir yol haritası çizdik. Sağlıklı yaşam alanlarının planlanması, dirençli kent kimliği kazanılması ve deprem kaynaklı can kayıplarının önlenmesi adına bu çalıştaydan değerli kazanımlar elde ettik. Naci Görür hocamız burada 7’nin üzerinde sarsıntı olmayacağını tespit etmiş, az katlı binalarla depremin etkisinin azalacağı tespitinde bulunmuştu. Burada yapı stoğu ile ilgili envanterimiz ile gerekli çalışmaları yapıyoruz. İlimiz genelinde 617 adet toplama alanı tespit edilmiş olup, 37 adet kesintili kamp alanı tespit edilmiştir.
“Acil durumlar için kendi mobil konteynerimizi, mutfağımızı, tuvaletimizi, banyomuzu üreteceğiz. Ayrıca 617 adet toplama alanı ve 37 adet geçici kamp yeri belirlenmiş olup, üzerine alışveriş merkezi yapılmamıştır.
Gürün, deprem sonrası afet planı kapsamında sorumluluk alanlarında olmasa da AKOM genel merkezinin bulunduğu bölgede portatif konteyner, mutfak, tuvalet ve banyo gibi malzemeleri üreteceklerini de söyledi. Gürün, “Deprem bölgesinde gördük ki maalesef bu konularda eksiklikler var. Özellikle deprem sonrası vatandaşlarımızın günlük hayatlarını devam ettirebilmeleri için kendi atölyemizi kuracağız. Burada konteyner, mutfak, tuvalet, banyo gibi portatif eserler üretip ülkemizin neresinde olursa olsun takviyeler sağlayacağız. Ayrıca acil durumlar için ilimizde 617 adet toplama alanı ve 37 adet kesintili kamp alanı belirlenmiştir. Biz Muğla belediyesiyken en yeşil alana sahip ilçeydik. Şimdi yeşil alanın boyutunu çok büyüttük. Bu alanların değeri artık ortaya çıkıyor. Ama biz belirledik biz alanlar üzerinde İçlerinde AVM yok” dedi.
“Artık imar affı ülke gündemine alınmalı ve aftan yararlanan tüm yapıların ruhsatları askıya alınarak depreme uygunluğu yeniden değerlendirilmelidir.”
Deprem felaketinin ülkedeki depreme bakış açısını değiştirmesini temenni ettiğini söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, “Muğla olarak imar affından yararlanan hane sayısında 3. sıradayız. Şu anda, tüm af binalarının tüm ruhsatları askıya alınmalı ve yeniden değerlendirilmelidir. Biz bütün binalara şüpheyle yaklaşırken, kontrolleri için titizlikle çalışırken maalesef her türlü yapı kontrolsüzce affedildi. Bundan sonra imar affını tamamen gündemden çıkarmalıyız. Olası afet durumlarına karşı 2015 yılında afet uyum merkezi (AKOM) kurduk. Burada doğal afetlerde aktif, hızlı müdahale ve organizasyon sağlıyoruz. Şimdi depremde ne denir? Organizasyon sorunu olduğu ve müdahalenin geç yapıldığı söylendi. Bunların yaşanmaması için AKOMU’yu kurduk. Depremi önleyemediğimiz için depreme bağlı riskleri en aza indirmek ve yaşanabilecek aksilikleri hızlı bir şekilde çözmek için çalışıyoruz” dedi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
